Bir yandan yaz rehaveti diğer yandan ülke gündemi rehaveti derken uzun süredir elim yazmaya varmıyordu. Bence yazmak için çok güzel bir motivasyon buldum 🙂 Motivasyonun sebebi bir kuş evi!
Kuşlarla ilişkim birkaç yıl öncesine kadar, seslerinden hoşlanmak ve serçe, kumru, güvercin gibi yaygın türleri tanımaktan öte değildi. Küçüklüğümde benim de birçokları gibi maalesef kafeste besleyip birkaç kelime öğrettiğim, öldüğünde gözyaşı döküp apartman bahçesine törenle gömdüğüm bir muhabbet kuşum oldu; Lucky. Bir de arada İzmir Konak meydanında güvercinlere yem vermişliğim…

Farklı kuş türlerinin ilgimi çekmesi ve her birinin renklerinde, yapılarında, yuvalama biçimlerinde onlarca hikayenin gizli olduğunu keşfedişim ise bir kuşa aşık olmamla başladı. İngiltere’deyken, onların Robin dedikleri, bizde de Kızılgerdan olarak bilinen kırmızı boyunlu bir kuşa ilk görüşte aşık oldum. Bir de bu güzel yaratık insana o kadar yaklaşıyordu ki, beni kendine bağlaması çok zor olmadı. Hikayeye göre İngiltere’de bir zamanlar yaban hayatı hala varken Kızılgerdanlar yaban domuzlarının etrafında dolaşıp onların eşeledikleri topraktan çıkan solucanları toplarlarmış. Yaban domuzlarının nesli tükenince bu sefer bahçelerini eşeleyen insanların etrafında dolaşmaya başlamışlar. Onun gözünde benim yaban domuzundan pek bir farkım olmasa da ben Kızılgerdanı şans meleğim belledim, pek de memnunum bu durumdan. O da bana karşı boş değil bence, Türkiye’ye döndükten sonra beklemediğim birkaç yerde karşıma çıkıverip beni mutlu etti 🙂

Kızılgerdanla muhabbetimizden sonra her gittiğim yerde farklı kuş seslerine dikkat kesilmeye, gördüğüm türleri tanımak için kaynak taramaya başlar oldum. Kuş gözlemciliğine gider mi bu ilgi acaba, neden olmasın? WWF Türkiye’nin Üreyen Kuş Atlası diye bir projesini duymuştum, belki gönüllü olarak katılırım diye şu yandaki poster ne zamandır masaüstümde kayıtlı duruyor 🙂 İlgilenenler için projenin linki şu: http://kustr.org/kusatlasi/
Kuşlar dünyasına duyduğum merakın yanında ne zamandır marangozluğun tadına bakmak, ellerimle bir şey yaratmak da istiyordum. Ailemin yanında, yani bahçeli bir yerde de olunca, bir kuş evi yapsak ne güzel olur diye aklımdan geçti. Marangozluk kısmında gerekli danışmanlık için babamı, boyama ve dış tasarım desteği için de annemi ikna edince ailecek işe giriştik.

Danimarka’da farklı şehirlere toplam 3500
kuş evi yerleştirilmiş.
Kuş evlerine belki de şehirlerde daha çok ihtiyaç var. Yapılaşma nedeniyle doğal koşullarda uygun yuva yerleri bulmakta zorlanan kuş türlerine yardımcı olarak yaban hayatın korunmasına küçük de olsa bir katkıda bulunmuş oluyoruz.
Farklı kuş türlerinin davranışlarını, seslerini, renklerini gözlemleme tutkusu, bahçeye ya da yaşam alanınıza yakın bir yere kuş evleri koymanın birinci sebebi olsa gerek. Kuş evlerinin minik dostlarla yakınlaşmak dışında başka avantajları da var. Kuş evleri sayesinde bahçenize uğrayan kuşlar haşerelere karşı bahçenizde yardımcı bir kuvvet olabilir, ayrıca tohum taşıyıcısı oldukları için çevrenizdeki doğal bitki çeşitliliğini beslerler.
Onları daha fazla cezbetmek için bahçeye kuş yemlikleri ve kuş banyoları da ekleyebilirsiniz. Tabii bir de bahçenizde ne kadar çok meyve ağacı olursa meyveleri paylaşmak için o kadar fazla kuş ziyaretçiniz olacaktır.
Gelelim bizim kuş evinin tasarımına… Biz depoda ne malzeme varsa onlarla ortaya bir şey çıkarttık. Ama kuş evimize çok da güzel bir detay ekledik: yaşayan çatı! Kuş evimizin yaşayan bir çatısı var, yani çatısında bitkiler büyüyor 🙂 Çatı tasarımına göre etrafını çerçeveliyorsunuz ve küçük bir yetiştirme alanı yaratıyorsunuz. İçini su yalıtımına uygun bir malzemeyle kaplıyorsunuz, biz çatı izolasyon malzemesinden bir parça kullandık. Buraya fazla su istemeyen ve derin kök salmayan kaktüs türü bitkiler ektik, kumlu toprak ve çakıl taşları kullanıp üzerini de deniz kabuklarıyla süsledik! Kuş evinin yaşayan çatısı umarım bizim kadar kuşların da hoşuna gider 🙂
Kuş evi yaparken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta var:
1-İşlem görmemiş ahşap kullanılması öneriliyor (bizim kullandığımız parçaların bazıları cilalıydı, iyice zımparaladık).
2-En önemli noktalardan birisi kuş türlerine göre giriş kısmının boyutunu ayarlamak (Kuş türlerine göre giriş boyutları hakkında fikir edinmek için Doğa Derneği’nin paylaştığı belgeyi inceleyebilirsiniz).
3-Eğimli çatı içeriyi yağmur suyundan korumak açısından önemli.
4-İzolasyon için kalın ahşap kullanılmalı.
5-Havalandırma delikleri açmayı ve arada yapacağınız temizlik için kuş evinin bir tarafını çıkarılabilir bir parça olarak tasarlamayı unutmamak lazım (biz alt kısmı çıkarılabilir olarak tasarladık, havalandırma deliklerini de bu yüzeyde açtık).
6-Kokusu itici olabileceği için kuş evinin içine boya sürmemek gerekiyor.
Ortaya çıkan şeyin güzelliği bir yana, birlikte üretmenin keyfi ve bu paylaşım çok güzel. Aileyle, dostlarla veya çocuklarla birlikte yapılabilecek farklı tasarımlar bulabilir, hem birlikte üretmenin, hem de doğal çevreye katkıda bulunup bu konuda farkındalık yaratmanın tadına varabilirsiniz.