Alışverişte “Gıda Kilometresi”ne Dikkat Ediyor Muyuz?

gida kilometresi

Satın aldığınız gıdanın sofranıza ulaşana kadar ne kadar yol kat ettiğini hiç düşündünüz mü? Bir gıdanın üretildiği yerden alınıp tüketiciye ulaştırılması için ne kadar uzun bir yolculuk gerekiyor, bu süreçte harcanan enerji ve karbon salınımı, çevreye verilen zarar, diğer bir deyişe nakliyeden kaynaklanan karbon ayak izi ne kadar; bu mesafe hesabına gıda kilometresi (food miles) deniyor.

Küresel ticaret ağı bize kendi topraklarımızda yetişmesi mümkün olmayan ürünleri yeme fırsatı sağlıyor. Bunların arasında belki de birçoğumuzun vazgeçemeyecek kadar alışmış olduğu yiyecek ve içecekler var, mesela çikolata, kahve, tropik meyveler vs. gibi. Eğer bunları tüketmeye devam etmek istiyorsak gıda kilometresi hesabının yüksek çıkması kaçınılmaz. Bu durumda üretim yeri, üretim koşullarının ne kadar etik ve sürdürülebilir olduğu gibi konulara dikkat etmek mümkün. Afrika’dan gelen kakao hammaddesinin İsviçre’de çikolataya dönüştürülmüş halini İstanbul’da satın almak yerine, İstanbul’da üretilen çikolatayı seçmek, veya Güney Amerika’dan gelen kahvenin adil ticaret koşullarında üretilmiş olanını satın almak gibi daha duyarlı tercihler yapılabilir.

Basic RGB
İllüstrasyon: Mr.Murray

Bununla birlikte küresel ticaret anlaşmaları bizi, yanı başımızda üretilen bir gıdanın kilometrelerce ötedeki bir ülkeden gelen versiyonunu almaya zorlayabiliyor! Bu konuda aklıma gelen ilk örnekler hep muz ve ceviz oluyor. Türkiye’de muz ve ceviz yetişiyor, ama etrafımızdaki irili ufaklı marketlerin çoğunda yerlilerini bulmak imkansız! İşte ithal ürünü almaya zorlama kısmı burada devreye giriyor, en ulaşılır yerlerdeki marketlerde yerli ürünler yerine ithalinin satışı yapılıyor. Yerli alternatiflerin dağıtım ağı ithallere göre daha sınırlı, ayrıca bazı ürünlerde ithallerin fiyatı yerlilere göre daha ucuz olabiliyor. Akla mantığa sığmayacak bir durum ama gerçek, işte “anlaşmalar” burada devrede!

Muz alırken elinizi attığınızda meyvenin üstüne yapıştırılmış küçük etikete bakınca Peru, Guatemala yazısını falan görüyorsanız aklınıza şu soru gelsin: “Anamur ya da Alanya’da yetişen muzun ne eksiği var?”. Tek eksiği “gıda kilometresi”, o da pek iyi bir özellik.

kuru bakliyatKuru bakliyatta da aynı sorun var… Bir gün marketten kuru börülce almaya kalkmıştım, paketin arkasını çevirip menşei kısmına bakınca “Yok artık!” demekten kendimi alıkoyamadım! Börülce taa nerelerden gelmiş biliyor musunuz? Peru! Yaa, işte böyle… Bizde börülce yetişmiyor ya, Güney Amerika’dan börülceyi getirip burada paketliyoruz. Kuru bakliyatları alırken en azından buna dikkat edebiliriz, “Anadolu’nun güzelim köy mercimekleri, Ege’nin mis gibi börülceleri dururken neden bu karbon ayak izine ortak olayım ki?” diye kendinize bir soruverin… Kuru bakliyat ürün paketlerinin arkasında ürünün menşei yazıyor, Türkiye olanları almaya dikkat edebiliriz!

gida topluluklariYerli üretim imkanı olan gıda ürünlerinde ithale yönelmemek tüketici olarak bizim elimizde, biraz araştırmayla yerli alternatiflere ulaşmak mümkün. Farklı illerde gitgide gelişmekte olan, yerel üreticilerin doğal ürünlerini tüketicilerle aracısız buluşturmayı hedefleyen gıda toplulukları desteklenmesi gereken güvenilir bir kaynak. Türkiye’deki iletişim kurulabilecek toplulukların listesine gıda toplulukları web sitesinden ulaşılabilir.

Kuru bakliyatta aklıma gelen bir yerli ve doğal üretim alternatifi de Ovacık ürünleri. Hem yerli üretim hem sosyal sorumluluk! Ovacık Belediye’sinin doğal fasulye ve nohutları bir çok açıdan etik ürün sıralamasında zirvede olmayı hak ediyor. Yerel yönetimin desteğiyle ve doğal koşullarda üretilen bu ürünlerin bir başka güzel özelliği daha var, belediye bu ürünlerin satışıyla öğrencilere burs imkanı da sağlıyor.

ovacik dogalOvacık ürünlerine web sitesinden sipariş vererek ulaşılabiliyor. Nohut ve kuru fasulye dışında bal ve arı ürünleri, doğal kaynak tuzları, dut ve pekmez çeşitleri bulunuyor. Ürünlere talep çok fazla. Belediyenin Facebook hesabında belirtilene göre, küçük bir ilçe olan Ovacık’ta sınırlı olanaklarla üretimi ve gönderimi yapılabilen ürünlerin tesliminde gecikmeler yaşanabiliyor. Bu yüzden fasulye ve nohudunuz bitmeden önce sipariş vermek en iyisi 🙂

migros anadolu lezzetleriMigros’un Anadolu Lezzetleri adıyla piyasaya sürdüğü ürünler arasında da kuru bakliyat çeşitleri var. Yerli tohumlarla üretimi ve yerel türleri çoğaltıp desteklemeyi hedefleyen bu ürün grubunda Yozgat sultani yeşil mercimek, Uşak sarı mercimek, İspir kuru fasulyesi gibi yöresel çeşitler bulunuyor. Ürünler organik sertifikalı değil, fakat web sitesinde geleneksel yöntemlerle sınırlı sayıda üretildiklerine dair bir açıklama var, hatta bu sebeple her dönem mağazalarda tüm çeşitlere ulaşmanın mümkün olmayabileceği belirtiliyor. ‘Geleneksel yöntemler’ tanımı çok belirsiz tabii, ama yine de Peru’dan ya da Çin’den gelen kuru bakliyata tercih etmeniz için birçok sebep var!

Gıda kilometresini düşününce aklıma gelen bir diğer meyve de son yıllarda adını daha sık duyar olduğumuz Avokado! Çok sevdiğim bir meyve, bir sürü de faydası var. Ama tıpkı kakao ve kahve çekirdeği gibi avokado da, aşırı sevmekle birlikte “peki şu gıda kilometreleri ne olacak” diye dertlenip durduğum, beni çelişkilere sürükleyen ürünlerden birisiydi, çünkü yerli üretimi yoktu. Ama artık Akdeniz bölgesinde yerli avokado üretiliyor! İnternette biraz araştırdığımda tek bulabildiğim 2011 yılına ait bir haberdi, bir tarım fuarında böyle bir açıklama yapılmış. Sonra organik pazarda mis gibi Anamur avokadosuyla karşılaştım! Tam da tezgahına denk gelmişim, başındaki beyefendi Türkiye’deki avokado yetiştiriciliğini başından beri bilen ve takip eden birisi çıktı. Meğer ilk avokado 20 yıl önce Silifke’de ekilmiş ve meyveleri toplanmaya 10 yıl önce başlanmış. Eylül’den Ocak’a kadar tam mevsimi, gelsin yerli avokadolar, güzelim salatalar ve soslar!

yerel gida

Gıdada sadece doğalı değil aynı zamanda yerel olanı da aramak gerekiyor. Doğal ve sağlıklı gıdaya daha fazla ulaşmanın tek yolu, bunun kaynağı olan çevrenin haklarını da gözetmekten geçiyor. Daha az gıda kilometresi, daha az karbon ayak izi demek, bunun için yerel ve etik tüketim!

2 comments

Yorum bırakın